Psikoterapi

ONLİNE SEANSLAR

Online terapi, danışan ile terapistlerin iletişim araçları yardımı ile uzaktan görüşerek terapi yaptıkları bir yöntemdir. Online terapi, yüz yüze terapiden mekan ve biçim olarak farklıdır ancak yüz yüze terapinin tüm etik kurallarını kabul ederek uygulamaktadır.
Yüz yüze terapi, danışan ve terapistİN aynı anda aynı odada bulunurken etik kurallar çerçevesinde görüşme yaptıkları terapi yöntemidir.

Yüz yüze terapi

Yüz yüze terapi, danışan ve terapistin aynı anda aynı odada bulunurken etik kurallar çerçevesinde görüşme yaptıkları terapi yöntemidir.

profesyonel olarak üzerine çalıştığımız alanlar

Çocuk Terapisi

Çocuk terapisi; çocukların günlük hayatın içinde; evde, okulda ya da sosyal hayatlarındaki işlevselliklerinde bozulmalarına sebep olabilecek duygu durum ve davranış sorunlarının çözülmesinde kullanılan teknik ve metotları kapsayan sistemli, yapılandırılmış, profesyonel bir psikolojik destek sürecidir.

Ergen Terapisi

Ergen terapisi; gelişimsel dönemde ortaya çıkabilecek sıkıntılar için hem aileye hem ergene yardımcı olmayı, ailesi ile ilişkilerin korunumu ve geliştirilmesi, arkadaşlık ilişkilerindeki problemlerin çözümlenebilmesi, özgüven sorunları konusunda bireyin desteklenmesi, kariyer planlama-mesleğe yönlendirme, davranış problemleri ve duygusal sorunların uzman gözünden ele alınmasıdır.

Yetişkin Terapi

Bireysel terapi; bireyin terapistiyle birebir yaptığı psikoterapi çalışmasıdır. 18 yaş üstü yetişkin bireylerin terapist ile birlikte yaşadıkları sorunları incelemek, analiz etmek ve çözmek, günümüzde veya geçmişte yaşadıkları içinde bulundukları duruma yönelik farkındalıklarını artırmak ve işlemek amacıyla birebir gerçekleştirilen psikoterapi pratiğidir.

İyi hissetmek başkalarına iyi gelmek değildir. İyi hissetmek önce kendine iyi gelmektir...

Anksiyete

Günlük yaşamın stresi, kaosu veya karşılaştığımız olaylar herkesin anlık korku, kaygı ve endişe gibi duyguları hissetmesine neden olabilir. Anksiyete veya kaygı bozukluğu olarak adlandırılan bu duygu değişimlerinin gün içerisinde yaşanması oldukça doğaldır. Fakat anksiyetenin dozunda artış gözlenmesi ve sürekli devam etmesi, destek gerektiren bir hastalığa dönüştüğünün göstergesidir. Genellikle panik ataklar şeklinde görülebilen ani duygu değişimleri, kişinin basit gündelik işlerini, odaklanmasını ve sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkileyebilir. Toplumda sıklıkla görülen anksiyete, tedavi edilebilir. Çeşitli tıbbi tedavi yöntemleri ile kişide görülen belirtiler azaltılabilir veya belirtilerin kontrol altında tutulması sağlanabilir.

Depresyon

Depresyon, bireylerin kendini psikolojik olarak iyi hissetmediği, çok uzun süreler devam edebilen ve günlük hayatı etkileyen psikolojik bir rahatsızlıktır. Motivasyon eksikliği, değersizlik hissi, karamsarlık, mutsuzluk, suçluluk duygusu, ölüm ve intihar düşünceleri depresyonun belirtilerindendir. Depresyon tanısının konulabilmesi için belirtilerin en az iki hafta sürmesi ve kişinin önceki işlevsellik seviyesinde bir değişiklik olması gerekir. Bu nedenle depresyon, birkaç gün süren can sıkıntısından veya mutsuz hissetmekten çok daha fazlasıdır. Depresyon ciddi bir problemdir ve kendiliğinden geçmez bu nedenle destek alınması gereklidir.

Stres

Stres, kişinin biyolojik ve psikolojik dengesinin bozulmasına gösterdiği tepki durumudur. Tehdit duygusu veya acıya neden olan olaylara karşı vücudun kendi dengesini kurabilmek için verdiği normal bir fiziksel cevaptır. Stresi; kaygı, aşırı uyarılmışlık hali, engellenme, duygusal çöküntü, gerginlik ve çatışmalar yaratır. Stres vücuttaki birçok organda artış gösteren bir uyarılmaya neden olabilir. Organlardaki bu artış gösteren aktivite, adrenal bezlerden salgılanan hormonlar tarafından ve merkezi sinir sistemi yoluyla salgılanır. Akut stres, nabızda ve kan basıncında bir artışla, solumanın sıklaşmasıyla, ayrıca avuç içlerinin terlemesi ve ani üşüme hissiyle sonuçlanabilir. Kronik stres ise depresyona yol açabilir, bağışıklık sistemine zarar verebilir ve uyku problemleri yaratabilir.

Sınav Kaygısı

Sınav kaygısı öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyen ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıdır. Bazı öğrenciler yaklaşan sınavdaki başarı düzeyini genelleyerek, bunu kişiliğinin başarı ya da başarısızlığı olarak değerlendirebilir. Bu durum değerlendirilme korkusuna ve sınavın sürecinden çok sınavın sonucuna odaklanmaya neden olur. Huzursuzluk, endişe, tedirginlik, sıkıntı, başarısızlık korkusu, çalışmaya isteksizlik, mide bulantısı, taşikardi, titreme, ağız kuruluğu, iç sıkıntısı, terleme, uyku düzeninde bozukluklar, karın ağrıları vs. bedensel yakınmalar, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, kendine güvende azalma, yetersiz ve değersiz görme sık görülen belirtilerdir. Sınav kaygısının tedavisi için kişi kendi kendine yapacağı bazı nefes egzersizleri ve telkinlerle çözüm bulabilir. Ancak sınav kaygısı yoğun depresyona, uyku sorunlarına ve anksiyeteye neden oluyorsa bir psikologdan yardım almak gerekebilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk

Obsesif kompulsif bozukluk, takıntılı düşüncelerle (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin neden olduğu zorlantılı davranışlarla (kompulsiyonlar) tanımlanan ruhsal bir hastalıktır. Obsesyonlar, bireyin zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelişir, sıkıntıya, huzursuzluğa, kaygıya neden olur ve kişi tarafından mantık dışı olarak değerlendirilir. Kompulsiyonlar, takıntılı düşüncelerin neden olduğu yoğun sıkıntıyı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak için gerçekleştirilen yineleyici davranışsal ve zihinsel eylemlerdir. Bu şekilde gerçekleştirilen düşünce ve davranışların obsesif kompulsif bozukluk olarak tanılanması için günlük işlevleri etkileyecek ve kısıtlayacak kadar yoğun olması gerekmektedir.

Panik Atak

Panik atak, belirgin bir neden olmaksızın, beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, fiziksel ve duygusal belirtilerin eşlik ettiği aşırı panik ya da korku ile seyreden ataklardır. Panik atağı tetikleyen birçok neden olabilir. Genellikle stres yaratan durumlar panik atağı tetiklemektedir ve bunlar önemli yaşamsal ya da travmatik olaylar olabilir. Panik atak yaşayan kişilerin en büyük korkularının başında yalnız kalmak gelir. Ayrıca aşırı kalabalık yerlerden de kaçınmaktadırlar. Çünkü bu yerlerde yaşayacakları bir ataktan kolayca çıkamayacaklarını düşünmektedirler. Bu nedenle de panik atak kişilerde bu ve benzeri fobileri de yaratır. Panik atak tedavisi almayan kişiler sürekli vücutlarındaki gerginliği ve stresi atmak için kendilerini rahatlatacak ilaçlara veya alkole başvurabilirler. Bu durum kişilerde bağımlılık sorununun ortaya çıkmasına neden olabilir. Panik atak muhakkak tedavi edilmesi gereken bir bozukluktur. Aksi takdirde nöbetler daha sık yaşanabilir ve kişi için büyük sıkıntılara neden olabilir.